FORUMEV
Sahada rakibini unutan Fenerli ! 58921509

FORUMEV
Sahada rakibini unutan Fenerli ! 58921509

FORUMEV
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


FORUMEV
 
AnasayfaKapıForum Ev - RadyoGaleriLatest imagesAramaKayıt OlKayıt OlGiriş yap

 

 Sahada rakibini unutan Fenerli !

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj


avatar


Uyarıları :
Sahada rakibini unutan Fenerli ! Left_bar_bleue0 / 100 / 10Sahada rakibini unutan Fenerli ! Right_bar_bleue

MADALYALARI : Sahada rakibini unutan Fenerli ! Ftzv9l
Takımı : Fenerbace
Tecrübe Puanı : 0
Kayıt tarihi : 01/01/70

___
Reklam Alanı:

Sahada rakibini unutan Fenerli ! Empty
MesajKonu: Sahada rakibini unutan Fenerli !   Sahada rakibini unutan Fenerli ! I_icon_minitimeSalı Haz. 23, 2009 2:57 pm

F.Bahçe'de uzun yıllar forma giymiş bir ismin hikayesi herkesi çok güldürecek..

Sahada rakibini unutan Fenerli ! 125507


Fenerbahçe'nin efsane futbolcularından Hakan Tecimer, birbirinden komik anılarını anlattı. SSCB maçında Michailichenko’yu tutmakla görevlendirilen Hakan'ın başına neler gelmiş...

-1988-89 sezonunda 103 golle şampiyon olan efsane kadronun vazgeçilmez sağ kanat oyuncusuydunuz. Sonra 1995’e kadar Fenerbahçe kadrosunda yer aldınız ama herkes sizin en çok şampiyon kadrodaki halinizi hatırlıyor. O kadar yeteneğinize rağmen niçin bir daha büyük bir çıkış yapamayıp, efsane bir futbolcu olamadınız?

“Bunun tek nedeni benim tamamen benden kaynaklanıyordu. Kendi hatalarım yüzünden başarılı olamadım ve işin ilginç yanı futbolu bıraktıktan sonra anlıyorsunuz. Profesyonel futbolcu tek mesleğinin futbol olduğunu bilmesi lazım, bizim zamanımızda bu bilinç yoktu. Bir de altyapı eksikliği var, biz Allah vergisi bir futbol yeteneğine sahiptik, yani sonradan çalışma şansımız falan yoktu çünkü zaten şimdiki gibi profesyonel düşünmüyorduk. Hayatımızı futboldan kazandığımızın farkındaydık ama ben hayatımdaki en ciddi ve hata affetmez işin futbol olduğunun bilincinde değildim. Futbol oynadığım dönemde %100 kapasite ile hiç oynamadım.”
Avrupa’da oynamayı düşünüyor muydunuz yoksa Fenerbahçe’de oynamak yeterli miydi?

“Rize’deyken en büyük hayalim Fenerbahçe forması giymekti, ben ve benim gibi genç futbolcular için zirve Fenerbahçe’ydi. Fenerbahçe’ye geldikten sonra da gözüm Milli Takım’a çevrildi. Sonuçta Fenerbahçe ve Milli Takım’da oynadığım için Avrupa’da da oynamışlığım oldu. Ama bir gün bir Avrupa takımına transfer olur muyum diye hiç düşünmedim. Böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmedi çünkü o zamanlar biz Avrupalı futbolcuları gözümüzde öyle büyütüyorduk ki onları ulaşılamaz görüyorduk, E tabi bizim zaten o dönemlerde onlara karşı bir üstünlüğümüz de yoktu bu yüzden ezik kalıyorduk.”

O sene Beşiktaş ile çekişiyordunuz ve yıllardır yenemediğiniz Beşiktaş’ı senin attığın gol ile 2-1 yenmiştiniz. Hiç hafızalardan çıkmayan bir gol sevinciniz vardı. O anı anlatır mısınız?

“O sezon müthiş bir sezondu, bizi herkes Galatasaraylı da Beşiktaşlı da zevkle izliyordu. O zaman durarak oynamıyorduk futbolu çok hızlı oynuyorduk. Bu yüzden de zaten gol rekoru geldi. Biz hep Galatasaray’ı yeniyorduk, Beşiktaş’ta bizi yeniyordu, ligin son maçlarına doğru Beşiktaş ile olmak ya da olmamak maçına çıktık. Zaten yıllardır onları yenememenin stresi vardı üzerimizde bir de şampiyonluk yarışı, maça Ali’nin attığı gol ile 1-0 yenik başladık ardından Aykut beraberliği sağladı ve ben de o gün çok iyi oynamıştım galibiyet golünü de ben attım. Tabi anormal derecede seviniyor insan, öyle bir gol atınca ben de tarifi yapılamaz bir sevinç yaşadım.”

Çoraplarınızı hiç dizinize kadar çekmezdiniz öyle hatırlıyorum. Şimdi sahada formayı şortun içine sokmak, çorapları dize kadar çekmek gibi kurallar var herhalde şu an oynasanız bir hayli zorlanırınız?

“Aslında son dönemlerinde bu kurala uymak zorunda kaldım futbolu bırakmadan birkaç yıl önce çorapları dize kadar çekme kuralı geldi. Bende bir huy vardı hayatta çorabımı yukarı çekemezdim, illa bileklerimde olacak, rahat edemiyordum, öyle alışmışım, yıllarca çoraplar aşağıda oynadıktan sonra bu kural çıkınca çok zorlandım. Alışayım diye hafta içi antrenmanlarda tozluğu taktım üzerine çorabı çektim sırf alışmak için öyle antrenman yaptım ama maça çıkınca yine de zorlanıyordum.”

Efsane kadrodan en iyi arkadaşınız Hasan Vezir’di diye kalmış aklımda. İkiniz de Rizelisiniz ve yıllarca ortak iş yaptınız. O Galatasaray’a olaylı bir transfer yapmıştı. Siz üzülmüş müydünüz Hasan gitti diye?

“Çok üzülmüştüm, en yakın arkadaşımdı, Hasan kalsaydı biz ertesi sene de şampiyon olurduk.”

Hiç Hasan Vezir’e ‘gitme kal’ falan demiş miydiniz?

“Çok dedik, ben dedim diğer arkadaşlar dedik, aldım karşıma kaç defa ‘bak oğlum daha yeni geldin Fener’e şimdi Galatasaray’a gitmek olmaz, hem burada mutluyuz” falan demiştim. Hasan gitmesin diye bayağı uğraştım, dil döktüm ancak o dinlemedi, yöneticilerle de anlaşamamıştı bir de Galatasaray iyi para vermişti. Ama Hasan’ın Galatasaray’a gitmesinin en büyük nedeni onun Galatasaraylı olmasıdır. Tabi gitti de ne oldu, bir sene sonra Galatasaray’dan ayrıldı orada başarılı olamadı zaten birkaç ay sonra anladı çok büyük hata yaptığını.”

Hasan Vezir Fenerbahçe’de oynarken de Galatasaray’lıydı öyle mi?

“Evet o Galatasaraylıydı eskiden beri bilirdik her genç gibi o da takım tutardı ve Galatasaraylıydı tabi bunu Fenerbahçe’de oynarken aklından bile geçirmezdi ancak transfer zamanı gelince maddi şartlar da orayı gösterince Hasan da Galatasaraylı olduğu için onlara gitti.”

Peki 103 golle şampiyon olan efsane kadro bir tek Hasan’ın gidişi ile mi ertesi sene başarısız oldu?

“Hemen hemen böyle diyebiliriz, Hasan gidince takımda Aykut’tan başka forvet kalmadı, Rıdvan sakatlandı, başka Hasan’ın yerine de iyi forvet alınmadı. Aslında biz o sene yine şampiyon olabilirdik ama Beşiktaş’a yenildik bir de Hasan’ın bize attığı gol ile 1-0 Galatasaray’a yenildik.”

Fenerbahçe’de oynamak profesyonel bir futbolcu için aynı zamanda büyük kazanç demektir. Siz neler kazandınız futboldan maddi anlamda?

“Gayrimenkuller aldık, Allah’a şükür kendimizi idare edecek kadar paralar kazandık.”

O dönemdeki yatırımlarla şimdikiler çok farklı. Şu anki futbolcular paralarını profesyonelce değerlendirebiliyor lar, örneğin brookerlar ile borsaya giriyorlar. Sizin zamanınızda en karlı yatırım neydi?

“Biz de vakti zamanında borsaya girdik ama borsada büyük para kaybettim, tabi şimdiki gibi brookerlar falan yoktu biz arkadaş tavsiyesi ile kendi aklımızca borsa oynadık ve battık. O zaman modaydı herkes borsa borsa borsa diyor, dedik bakalım neymiş şu borsa biz de girelim sonra battık. Dediğim gibi bizim zamanda aslında en iyi yatırım gayrimenkul almaktı, arsa almak akıllı işti, bizim arkadaşların da çoğu transfer paralarını arsaya ya da daireye yatırıyordu.”

Siz özel yaşantınızda derli toplu birisiydiniz, Fenerbahçe’de oynayan bir futbolcu olarak gerçekten özel yaşantınıza dikkat mi ediyordunuz yoksa gizli gizli gece alemleri mi yapıyordunuz?

-“Çok aşırı olmamak kaydıyla takılırdık ancak öyle her gece falan değil. Her futbolcu ne kadar çıkıyorsa gece gezmesine ben de o kadar çıkardım.”

Erken yaşta saçlarınız döküldü. Bu ırsi mi yoksa bunalıma falan mı girdiniz?

“Irsılık var ailede saçlar dökülür bizde ancak benim dökülme nedenim çok fazla jöle kullanmam. Ben askerdeyken gündüz idmana gidip gece kışlada koığuşa giriyordum O zaman futbolcuların askerliği öyleydi, antrenman ve maçlar için izin verilir, geri kalan zamanlarda Kışla’da askerlik görevine devam ederdik. Tabi ben gündüz çıkıyorum dışarı jölemi sürüyorum, saçlarım uzun, sonra geliyorum kışlaya saçları kestirmemek için iyice basıyordum jöleyi ki saçım kısa gözüksün diye e tabi uzun zaman böyle yapınca, jöle saçlarımın dökülmesine neden oldu.”

1990 yılında sizin de forma giydiğiniz bir maçta ise Macarlara 4-1 mağlup olmuştuk. O yıllarda İngiltere’den de iki kez 8, bir kez de 5 gol yemiştik. Niçin o yıllarda hep farklı mağlubiyetler alıyorduk?
“Bizim zamanımızda Milli takım ya da kulüp takımlarının Avrupa maçları şimdiki gibi değildi. Biz milli takımla bir maça çıktığımız zaman ayağımız titrerdi, ‘ne zaman gol yiyeceğiz’ diye beklerdik, düdük çalardı biz sahada ‘kim kimi tutuyordu’ falan diye konuşurduk. Sadece ne zaman gol yiyeceğimizi bekleyen biz değildik, seyirci de ‘şimdi bizimkiler gol yer’ diye bekliyordu. Yani o zaman milli takım farklı mağlup olduğunda hiç sürpriz olmuyordu.”

Milli takım şimdi herhangi bir takımdan 4-5 gol yese kıyamet kopar. Siz biraz şanslıydınız galiba. Üstünüze fazla gelen oluyor muydu?

-“Rahattık tabi ki, ne zaman gol yiyeceğiz diye bekleyen taraftar gol yiyince niye üstümüze gelsin ki. Tabi şu an milli takım farklı yenilmeyi bırakın, berabere kalsa ya da ortalama bir takıma fark atamasa bile eleştiriliyor.”

Örneğin Fenerbahçe, Aydınspor’dan 6, Sigma Olomouc’tan da 7 gol yemiştiniz. Neler yaşandı o maçlarda ve sonralarında?

“Onları hiç hatırlatmayın, aklıma getirmek bile istemiyorum.”

80’li yıllardaki milli takım maçları sonuçlarından çok komik hikayeleri ile konuşuluyor. Senin de milli takım forması ile yaşadığın komik olaylar var mı?

-“Olmaz mı, Milli Takımın belki de 80’li yıllardaki en önemli maçı olan Sovyet Rusya maçında bir bombam var. 1990 Dünya Kupası Grup Elemelerinde gruptaki son maçımızı Sovyetler Birliği ile oynuyoruz eğer maçı kazanırsak Dünya Kupasına katılacağız. Önceki maçlarda D. Almanya’yı ve Avusturya’yı yendik. Teknik Direktör Tınaz Tırpan kadroya 25 futbolcu çağırdı, ilk 10 futbolcu maçtan önce belliydi, bir kişi ise 15 futbolcudan biri olacaktı ancak benim ilk on bir umudum hiç yoktu, maçtan bir gün önce Rıdvan yanıma geldi ‘oğlum Tınaz Hoca seni ilk on bire aldı’ dedi, ‘lan kafama yapma benle’ dedim, yemin etti. Sonra maç öncesi soyunma odasında baktım hoca tahtaya ismimi yazdı, sonra geldi dedi ki ‘bak Hakan sen ‘Michailichenko’yu tutacaksın dedi, Michailichenko da Rusların en önemli futbolcularından beri ama ben onu tanımıyorum yani sadece birkaç kez televizyondan görmüştüm. Çok heyecanlıydım ve hocaya ‘tamam hocam’ deyip sahaya çıktım. Seromoni oldu, herkes dizildi, ben sahada Michailichenko arıyorum. Baktım baktım ‘ulanacaba hangisi’ diyorum ‘bu mu şu mu’ derken maç başladı, adamlar zaten güçlü sağlı sollu geliyorlar ben sahada boş boş dolaşıyorum sonra tam hatırlamıyorum birine sordum ‘ya bu Michailichenko hangisi’ dedim o da bilmiyordu ilk yarı bitecek neredeyse sahada kimi gördüysem Michailichenko’yu sordum, maç bitti 2-0 yendiler bizi ama bir türlü Michailichenko’yu çıkaramadım.”

Sonra ne oldu?

“Meğer benim adam ilk maçta bize gol atmış arkadaşlar bana maçtan sonra televizyon görüntülerini alalım videodan izle de tanı Michailichenko’yu dediler. Dedim ki artık bu işin davası olmaz. Tabi maçtan önce bilsem Michailichenko’yu tutacağımı daha çok izlerdim tanırdım adamı, bakardım tipine, boyuna, posuna, fotokopisini çıkarırdım ama son anda öğrenince adamı biliyorum çok meşhur, ünlü falan diye de bir türlü çıkaramadım.”

Bir de Galatasaray ile oynadığınız şu 3-0’dan 4-3 olan efsane maç var. O gün neler yaşandı, bomba var mıydı?
“Valla o günün bombası Tanju’ydu. İlk yarı bize 3 golü de Tanju attı, tabi bizle dalga geçiyorlar devre arası falan makara yapıyorlar, Tanju hepten sarıp duruyor tabi rakibiz ama samimiyetimiz de çok fazla, sonra sahaya çıktık bizim moraller bozuk Tanju da yerinde duramıyor. O arada Rıdvan’ın yanına geldi, Rıdvan ile dalga geçmeye başladı, Rıdvan da ‘git oğlum işine yeneceğiz sizi’ dedi, Tanju bastı da kahkahayı orada.Bir de ‘oğlum ben 3 tane atmışım banane siz ne atarsanız atın’demişti. Sonra ikinci yarı biz golleri attıkça baktım Tanju’ya kaçıyor bizden, 3-3 oldu Rıdvan sahada Tanju’yu arıyor, Tanju piyasada yok, Zaten dördüncü golü attıktan sonra Rıdvan ile beraber maçın sevincini bıraktık Tanju’nun peşinden koştuk ama uyanık hemen kaçıvermiş soyunma odasına sonra bayağı bir piyasada görünmedi.”

Beşiktaş maçlarında var mı öyle ilginç bir anı?

“Bir tane hatırlıyorum şu Beşiktaş’ı yıllar sonra 2-1 yenip şampiyon olduğumuz maç. Ben golü atıp 2-1 öne geçince Beşiktaşlılar santra yapacak, Metin çıldırmış maç gidiyor diye hakeme bulaşmaya başladı, santrada herkes kendi yarı sahasına gitti hakem ortada, Metin hakemi tuttu kolundan bizim yarı sahaya getirdi ‘hoca sen de Fenerlisin ne de olsa geç o tarafa’ falan dedi biz şok olmuştuk.”

Böyle bir hareket şimdi yapılsa direk kırmızı kart 3 maç da ceza alırdı en azından öyle değil mi?

“Tabi canım da o zaman şartlar çok rahattı, kurallar da rahattı, Metin’e bir şey olmamıştı.”

HAKAN TECİMER: 1967 Rize doğumlu… 1988-1989 sezonunun başında Rizespor’dan Fenerbahçe’ye transfer oldu, geldiği ilk sene Rıdvan, Oğuz, Aykut, Hasan ve Schumacherli kadro ile 103 gol atarak Fenerbahçe’yi şampiyon yaptılar. Fenerbahçe’de aralıksız 7 sene oynayan Hakan Tecimer geçirdiği ağır bir sakatlık sonrası 1995 yılında sarı lacivertli takımdan ayrılarak Kuşadasıspor’a gitti ve futbolu bıraktı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
PhoeniX
Yeni Üye

Yeni Üye
PhoeniX


Uyarıları :
Sahada rakibini unutan Fenerli ! Left_bar_bleue0 / 100 / 10Sahada rakibini unutan Fenerli ! Right_bar_bleue

MADALYALARI : Sahada rakibini unutan Fenerli ! Untitl14
Takımı : Fenerbace
Mesaj Sayısı : 5
Tecrübe Puanı : 19
Başarı Puanı : 10
Doğum tarihi : 16/08/93
Kayıt tarihi : 18/07/09
Yaş : 30
Nerden : Antalya
Lakap : RoaD

___
Reklam Alanı:
Sahada rakibini unutan Fenerli ! Empty
MesajKonu: Geri: Sahada rakibini unutan Fenerli !   Sahada rakibini unutan Fenerli ! I_icon_minitimeC.tesi Tem. 18, 2009 7:30 pm

harbiden koptum Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://zikkim.megabb.com
 
Sahada rakibini unutan Fenerli !
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FORUMEV :: SPOR :: Fenerbahçe-
Buraya geçin: